Globalleşen dünya ile birlikte bütün kimselerin iletişim kurabileceği bir dilin oluşturulması gerekiyordu. Böyle bir dil tabii ki oluşturulmadı lakin var olan birkaç dil yavaşçacık küresel dil şekline gelmeye başladı. Bilhassa İngilizce, bir Hintli ile bir İngiliz’in, bir Türk ile bir Japon’un beden dili dışında en iyi iletişim kurabildiği dildir. Sahiden de ekonomiden politikaya, turizmden eğitime çokca alanda İngilizcenin önemi gittikçe artıyor. O neden ile anadili dışında yabancı dil öğrenmek isteyenlerin bu konudaki isteğinin çokca haklı nedeni bulunuyor. Peki, türkiyede de önemli olan, ayrıca dil kurslarının öğrenmek isteyen insanlarla dolup taştığı bu dil sahiden kendi kendine nasıl geliştirilebilir?

Turistik bölgelerde turistlerle iletişime geçmek veya fırsat yaratıp yurtdışına gitmek ve bir süre kalmak!
Bir dil en iyi o dili konuşanların arasında öğrenilebilir. Öyleyse İngilizce konuşulabilecek birini bulup peşini bırakmamak gerekmektedir. Yurt dışında edinilecek yabancı arkadaşlar bir dili öğrenmenin ve ilerletmenin en iyi ve en eğlenceli yollarından biridir. Utanma, sıkılma başlarda olabilir. Fakat sabırlı olmak gerek, çünkü üç beş ay içinde siz de hayli rahat bir biçimde sohbet edebilir hale geleceksiniz. Yeter ki kendine ve karşıdaki kişiye iletişim fırsatını yaratmak gerekmektedir.

Dilbilgisi çalışmak ve pratik yapmak! Altyazılı dizi, film izlemek ve yabancı müzik dinlemek!

Ortaokul ve liseden gelen takriben bir İngilizce seviyesi olduğunu varsayalım. Bu halde zaten kişi selamlaşabilecek, kendini tanıtabilecek ve basit birkaç soruyu sorup anlayabilecek düzeydedir. Bunun üstüne yapılabilecek olan günlük hayat içerisinde kullanılan İngilizceyi türlü kaynaklardan çalışmaktır. Peki, bu yalnız olarak yeterli midir? Hayır. Pratiğe dökülmeyen hiçbir bilgi uzun zaman akılda tutulamaz ve kalıcı olarak öğrenilemez. Bunu yapmak için öğrenilen İngilizcenin kullanılması çok önemlidir.

Varsayalım ki konuşacak kadar kendine güven duygusu henüz oluşmadı. O zaman en iyi yol yabancı müzik dinlemek (gerektiğinde sözleri de okunmalı) ve yabancı dizi ve film izlemektir. Lakin dikkatli olunması gerekli olan dublajsız ve altyazılı filmleri seçmektir. Bu hem kulağın dile alışmasını sağlayacak aynı zamanda günlük dilde kullanılan basit yapıların öğrenilmesini sağlayacaktır. Kişi bilhassa öğrenmeye çalışmasa bile bir zaman sonra bu yapıları öğrenmeye başlayacaktır. Aynı zamanda bu vesileyle çalışılan İngilizce dil bilgisinin gerçek hayatta nasıl kullanılmış olduğu görülmektedir.

Çekinmemek ve hata yapmaktan korkmamak!
İngilizler hariç hiç kimse İngilizceyi biliyor vaziyette doğmuyor. Dolaylı olarak ne kadar öğrenilirse öğrenilsin anadil kadar iyi konuşulamayacaktır. Kimse de kimseyi aksanından yahut birkaç yanlış yaptı diye İngilizcesinin seviyesinden ötürü yargılamaz! Ortamda İngilizce konuşuluyorsa herkes birbirini zaten anlamaya çalışacaktır. O sebeple hata yapmaktan çekinilmemelidir. Öğrenilen yeni kalıplar kullanılmaya çalışılmalıdır. Görülecektir ki İngilizce kullanıldıkça ilerleyecektir.


İngilizce kitaplar, dergiler, gazeteler okumak!
Kulağa çalışmaktan sonra en sıkıcı yol gibi geliyor olabilir fakat İngilizceyi en doğru öğrenmenin yolu budur. Eğer orta seviyenin altında bulunuluyor ise başlangıç seviyesindeki basit hikaye kitapları sözlük kullanılarak; eğer belli bir seviyeye gelinmişse İngilizce dergi, gazete ya da çok teknik olmayan romanlar sözlük kullanılmadan okunmalıdır. Aralarda geçen ve bilinmeyen kelimeler direkt anlaşılmasa da anlamının ne olacağı tahmin edilmeli ve cümle yapıları anlaşılmaya çalışılmalıdır.